Kanı Gelmek Ne Demek? Geleceğe Dair Vizyoner Bir Bakış Hepimiz bir şekilde “kanı gelmek” deyimini duymuşuzdur. Bu ifade, genellikle insanların heyecanlandıkları, yeni bir şeyler öğrenmeye başladıkları ya da duygusal bir uyanış yaşadıkları anlarda kullanılır. Ancak, bu deyimin gelecekteki etkilerini düşündüğümüzde, sadece bir kültürel ifade olmanın ötesine geçiyor. “Kanı gelmek”, insanın içindeki gücü, motivasyonu ve direncini keşfettiği bir anı temsil ediyor olabilir. Peki, gelecekte bu deyimin nasıl şekilleneceğini ve toplumsal etkilerini nasıl dönüştüreceğini hiç düşündünüz mü? Erkekler genellikle stratejik ve analitik bakış açılarıyla geleceği değerlendirirlerken, kadınlar bu tür olguları daha çok insan odaklı bir şekilde ve toplumsal etkiler üzerinden ele alırlar.…
Yorum BırakKeyifli Paylaşımlar Yazılar
Adapazarı Hangi İle Bağlı? Psikolojik Bir Mercekten Analiz İnsanların davranışlarını anlamaya çalışan bir psikolog olarak, bazen bir şehir, bir yerleşim yeri ya da bir mekan bile insanın içsel dünyasına dair derin ipuçları sunabilir. Adapazarı gibi bir şehir, fiziksel olarak ve coğrafi açıdan belirli bir bölgeye aitken, zihinsel ve duygusal düzeyde de bir bağ kurma biçimi, insanların kendilerine ve çevrelerine dair algılarını şekillendirir. Adapazarı, Sakarya iline bağlı bir şehir olarak bilinse de, bu şehrin insanları üzerinde bıraktığı etkiler, sadece dışsal değil, içsel düzeyde de büyük bir öneme sahiptir. Peki, Adapazarı’nın bir psikolojik mercekten analizine bakacak olursak, bu şehir hangi psikolojik dinamikleri…
Yorum BırakAşağıda, 13 Ekim’in dünyada ne günü olarak kutlandığı bilgisini temel alıp, toplumsal cinsiyet teorisi perspektifinden normlar, roller ve pratikler bağlamında analiz eden özgün bir blog yazısı bulacaksınız. — Giriş: Araştırmacının Güncesinden Ben, toplumsal yapıların bireylerle kurduğu görünmez ipleri izlemeye çalışan bir araştırmacı olarak, her takvim yaprağında “o gün neyi anımsarız, hangi söylemler öne çıkar, kimlerin sesi duyulur?” sorularını kendime soruyorum. 13 Ekim gibi sıradan görünüşte özel bir gün, dönüp baktığımızda toplumsal yapıların imgelerini ve normların yeniden üretim sürecini görünür kılabilir. Bugün üzerine düşünmek, ilişkisel ve yapısal kodlarımız arasında dolaşmak için bir fırsat. — 13 Ekim Dünyada Ne Günü? 13 Ekim,…
Yorum BırakTeşhis Yapmak: Toplumsal Yapıların ve Bireylerin Etkileşimi Üzerine Bir Sosyolojik Analiz Bir Sosyolojik Araştırmacının Gözünden Teşhis Yapmak Toplum, insanların bir arada yaşadığı, birbirleriyle etkileşimde bulundukları bir yapıdır. Sosyologlar olarak, bu etkileşimlerin nasıl şekillendiğini, toplumun bireyler üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Her birey, içinde bulunduğu toplumsal yapıdan beslenir ve bu yapı da bireylerin davranışlarını şekillendirir. Toplumun şekillendirdiği bu davranışlar, aslında bir tür “teşhis” gibidir. Bir toplumsal davranışı anlamak, onun nedenini ve sonuçlarını sorgulamak, o davranışın hangi yapısal koşullardan etkilendiğini görmek, sosyolojik bakış açımızı genişletir. Peki, teşhis yapmayı, toplumsal düzeyde nasıl anlayabiliriz? Teşhis Yapmanın Tanımı ve Toplumsal Bağlamı Teşhis yapmak,…
Yorum BırakKan Eksikliği Nasıl Düzelir? Geleceğe Dair Bir Bakış Merhaba sevgili okurlar! Bugün, çoğumuzun zaman zaman karşılaştığı ama genellikle göz ardı ettiği bir konuyu ele alacağız: kan eksikliği. Yorgunluk, soluk cilt, baş dönmesi gibi belirtilerle kendini gösteren bu durum, vücudumuzun oksijen taşıma kapasitesinin düştüğünün bir işaretidir. Peki, kan eksikliği nasıl düzelir? Sadece demir takviyesiyle mi? Yoksa daha derin bir anlayışa mı ihtiyacımız var? Kan Eksikliğinin Temel Nedenleri Kan eksikliği, genellikle aşağıdaki nedenlerle ortaya çıkar: Demir Eksikliği: Hemoglobin üretimi için gerekli olan demir, vücutta yeterince bulunmazsa anemiye yol açar. Vitamin Eksiklikleri: B12 ve folik asit gibi vitaminlerin eksikliği, kırmızı kan hücrelerinin üretimini…
Yorum BırakKamu Hukuku Dersleri Nelerdir? Rahatsız Eden Bir Ders Listesiyle Yüzleşme Zamanı Kamu hukuku dersleri uzun zamandır kutsal bir liste gibi ezberleniyor; kimse “neden böyle?” diye sormaya cesaret etmiyor. Ben soruyorum: Eğer bu dersler gerçekten adaletin omurgasıysa, neden sınıftan çıkınca hayata değmeyen bilgilerle dolu hissediyoruz? Bu yazı, “Kamu hukuku dersleri nelerdir?” sorusuna sadece liste vererek değil, o listenin karanlıkta kalan yönlerini aydınlatarak cevap veriyor. Tartışmak istiyorum, çünkü tartışmadan dönüşüm olmaz. Çekirdek dersler genelde şu başlıklarda toplanır: Anayasa Hukuku, İdare Hukuku, İdari Yargı, Ceza Hukuku (Genel–Özel), Ceza Muhakemesi Hukuku, Vergi Hukuku, Milletlerarası Hukuk (Kamu), İnsan Hakları Hukuku; seçmelere ise çevre, sosyal güvenlik,…
Yorum BırakSes Nasıl Oluşur? Müzik, Toplum ve Kimlik Arasında Sosyolojik Bir Yolculuk Bir araştırmacı olarak toplumun işleyişine ve bireylerin bu yapı içindeki rollerine baktığımda, en çok ilgimi çeken kavramlardan biri “ses” olmuştur. Çünkü ses, yalnızca bir titreşim değil; aynı zamanda bir varoluşun, bir kimliğin ve bir toplumsal düzenin ifadesidir. “Ses nasıl oluşur?” sorusu, altıncı sınıf müzik derslerinde fiziksel bir olgu olarak anlatılır: titreşen bir kaynağın, havayı dalgalar halinde hareket ettirmesiyle. Ancak sosyolojik olarak baktığımızda ses, bireylerin ve toplulukların birbirine ulaşma biçimidir — bir köprü, bir direnç, bir ifade biçimi. Toplumsal Normlar ve Sesin Sınırları Her toplum, sesin nasıl çıkacağına, kimin konuşacağına,…
Yorum BırakAşağıda, Prof. Dr. İbrahim Gökçek’i doğrudan tanımlamaktan ziyade, siyasetin, güç ilişkilerinin ve toplumsal düzenin penceresinden onu anlamaya çalışan bir yorumla yazılmış özgün bir siyaset bilimi odaklı blog yazısı var. — Prof. Dr. İbrahim Gökçek Kimdir? — İktidar, Kurumlar, Vatandaşlık ve Mücadele Öyküsü Gücün Gölgesinde Kimlik Arayışı: Siyaset Bilimcinin Sorgusu Siyaset bilimcisinin ilk teması, yalnızca “kim bu kişi?” değil; “bu kişi nasıl bir güç alanı üretir, kurumlarla nasıl giriftleşir, kentte ve toplumda nasıl bir vatandaşlık vizyonu önerir?” soruları üzerinedir. Prof. Dr. İbrahim Gökçek adını soranlar, aslında hem bir bireyi hem de onun içinde yer aldığı toplumsal-siyasal yapıları merak eder. O hâlde…
Yorum BırakMNG Kargo 2 Kez Dağıtıma Çıkar mı? Kaynakların Sınırlılığı Üzerinden Bir Ekonomik Analiz Bir ekonomist için, gündelik hayatın en küçük olayları bile birer ekonomik denklemdir. Bir paketin dağıtıma çıkışı, aslında kaynakların sınırlılığı ve seçimlerin sonuçları üzerine kurulmuş mikro bir piyasa davranışıdır. MNG Kargo’nun bir gönderiyi 2 kez dağıtıma çıkarıp çıkarmayacağı sorusu, sadece lojistik bir mesele değil; aynı zamanda verimlilik, fırsat maliyeti ve toplumsal refah açısından da anlamlıdır. Çünkü her ek dağıtım turu, bir kaynak kullanım kararıdır. Peki, bu karar hangi ekonomik dengelere dayanır? Kaynakların Sınırlılığı ve Fırsat Maliyeti Ekonomi biliminin temelinde şu varsayım yatar: Kaynaklar sınırlıdır, ihtiyaçlar sınırsız. MNG Kargo…
Yorum BırakGüç Sahibi Olmak Ne Demek? Antropolojik Bir Bakış Bir antropolog olarak her zaman beni en çok büyüleyen şey, gücün evrensel bir dil gibi her kültürde var olması, ama her yerde farklı bir şekilde konuşulmasıdır. Amazon’un derinliklerindeki bir kabilede güç, ruhlarla iletişim kurabilme yeteneği olabilirken; modern bir şehirde statü, servet ya da bilgiyle ölçülür. Peki, güç sahibi olmak aslında ne anlama gelir? Güç sadece hükmetmek midir, yoksa bir topluluğun anlam dünyasında var olabilme biçimi midir? Ritüeller: Gücün Görünmeyen Sahnesi Antropoloji bize gösterir ki güç, çoğu zaman ritüellerde şekillenir. Ritüeller, sadece dini törenler değil; toplumların güç ilişkilerini yeniden ürettikleri sembolik sahnelerdir. Bir…
Yorum Bırak